FRANSA’da Altın Renkli Tepelere Yolculuk - 2.Bölüm

Avallon

Annecy'den bir sonraki durağımız Annecy’e yaklaşık 250 km mesafedeki Avallon kasabasıdır. Fransa’nın Annecy’e göre biraz daha batı tarafında kalan bu bölgeye gidiş amacınız hem bölgedeki diğer güzel kasaba ve şatoları gezmek hem de Avallon’a 4km uzaklıkta bulunan tarihi bir şatoda konaklamaktır.

Avallon ve yakın çevresinde gezilecek yerlerin sayısı oldukça fazla ancak  birbirlerine yakın oldukları için bir gün içerisinde bir çok yeri görebilme şansına da sahipsiniz.

Avallon; meydanıyla, eski tip evleriyle, güzel butikleriyle sevimli ve küçük bir kasaba. Avallon’u dolaşmak için bir veya iki saatinizi ayırmanız yeterli. Bu zamana otomobil ve kostüm müzesini de gezmek dahildir.

 

                                                                                 Avallon

Otomobil müzesi kasabanın dışında, kostüm müzesi ise (musee du costume) merkezdedir. Zamanında okul olarak kullanılan ve tarihi bir binanın içinde 1900’ lu yıllara ait kıyafetleri sunan kostüm müzesi, ender rastlanılan bir müze ve fevkalade bir koleksiyona sahip olduğu için mutlaka gezmenizi öneririm.

 

                                                      Kostüm müzesinden görüntüler

Avallon’u terk etmeden önce kostüm müzesine iki yüz metre yürüme mesafesinde olan ‘ Dame Jeanne, Salon De The and Boutique’ adlı kahve ve çay evinde, ev yapımı kiş veya Fransız kreplerinin yanında oradaki enfes çaylardan birini içmelisiniz. Ortamıyla da oldukça sevimli olan bu cafenin yüzdeyüz kakaodan yapılan sıcak çikolatasından da tatmadan geçmeyin.

               yes

Akşam yemeği için oldukça lüks olan ‘Marc Meneau’ adlı restoranda Fransız mutfağından lezzetler tatmak isterseniz, rezervasyonunuzu çok önceden yaptırmayı unutmayın.

 

Avallon’un Çevresi

Vezelay; Avallon’a on altı km‘lik mesafede, Unesco tarafından koruma listesinde olan ve görülmeye değer harika bir kasaba. Bu bölgedeki bir çok Fransız kasaba ve köylerinde olduğu gibi ortaçağın izlerini taşıyan Vezelay’ın dar sokaklarını gezip, küçüçük cafelerinde oturmak oldukça keyifli.Taze üretilen macaron fabrikasının şirin butiğinden macaron tatmadan geçmeyin.Tarihi basilicası, ve galerileri beğenilen Vezelay’ın el işi örmeleriyle meşhur bir iki butiğinden birşey almasanız da keyif için içlerini gezmenizi öneririm.

 

Öğlen veya akşam yemeği için Cheval Blanc adlı restoranı deneyimleyebilir ve menüden Boeuf de Bourguignon (Fransa’nın Burgundy bölgesine ait şarapla pişirilmiş et yemeğidir) tadıp kendinize tipik bir Fransız lezzeti doyumu yaşatabilirsiniz.Başlangıçlardan ‘cannellonis d’aubergine au chevre frais’ (bir cins fransız keçi peynirliyle doldurulmuş patlıcanlı caneloni) ve yanında da ‘premier cru Chateau de Monthelie’ adlı Fransız şarabından tatmalısınız. Yemeğin sonunda krem brüle tatlısını tatmadan dönmeyin.

      

                Cheval Blanc                      Cannellonis d’aubergine au chevre frais       Krem Brüle

Vezelay’ın kafelerinde oturup, sokaklarını gezerek isterseniz saatlerinizi geçirebilirsiniz ama daha bunun gibi görülmeye değer birçok yer olduğu için iki saatten fazlasını ayırmamanızı öneririm.

Chateau de Bazoches, Vezelay’a on km’lik mesafede olan bu görkemli şato 12. yüzyılda yaşamış olan  Marshall Vauban ve ailesine ait. Dönemin Fransa kralı olan 14. Louis’nin sağ kolu Vauban, hem askeri hem mimari hem de finans alanlarında çalışmalar yaparak toplumda önemli izler bırakmış saygı değer bir askermiş. Hatta Vauban’ın hikayesini anlatan 2006 yılına ait ‘Vauban, le vagabond du roi' adında bir film de çekilmiş. Bu şato, Avallon ve çevresini gezerken mutlaka görülmesi gereken bir tarih harikası. Tepede, Bazoches kasabasına hakim bir şekilde muhteşem bir manzaraya doğru tüm ihtişamıyla ayakta duran ve yıllara meydan okuyan bu tarihi şatonun en güzel tarafı içindeki tüm yaşanmışlığı size bugün bile sunmasıdır.

 

                  Chateau de Bazoches                                                                                    

İçinde neredeyse tüm ev eşyaları korunmuş ve Vauban’ın yaptığı çevre ve mimari çalışmaları aynen günümüze kadar gelmiştir. Şatonun en etkileyici odalarından bir tanesi ise Marshal Vauban’ın kütüphanesinin bulunduğu oda. Hatta bu kitapların bir kısmını Vauban yazmış. Şatonun en alt katında sunuma açılmayan ve seksen bin adet kitabın bulunduğu büyük bir kütüphanenin olduğu söyleniyor . Bu şatoyu doyasıya gezmek için en az bir saatinizi ayırmalısınız.

 

                   Marshall Vauban'ın şatosundan görüntüler

Chateau de Chastellux, Vezelay’a yaklaşık on beş km uzaklıktaki Chastellux sur Cure kasabasinin içinde bin yıldır aynı aileye ait görkemli başka bir şato. Bu şatonun belli saatlerdeki kişiye özel tur saatlerini öğrenip de giderseniz tarihini tüm detaylarıyla öğrenerek gezebilirsiniz.

St.Pere, Vezelay’a sadece iki km mesafede bulunan ve yine mimarisiyle mola vermeye değecek harika bir ortacağ kasabasi. Arabanızı park ettikten sonra Basilicasinı gezebilir veya Henry’nin şarap kavında şarap tadımı yapabilirsiniz.

Avallon’un çevresinde gezilecek yerleri bitirmeden önce yol üzerindeki oldukça küçük ama bir o kadar şirin Pierre Perthuis ve Pontaubert adlı antik çağ köylerine uğrayabilir, eski tipteki evlerinin arasında dolaşabilir veya en azından içinden aracınızla geçerseniz nehrin aktığı köprünün üzerinden harika manzara karelerini fotoğraflayabilirsiniz.

                                          Pierre Perthuis ve Pontaubert'den görüntüler

 

 

Nerede Kalınıır?

Annecy’de başlayıp Avallon’da devam eden ortaçağ masalının ana kahramanı olmak isterseniz 12. yüzyıla ait 'Chateau de Vault de Lugny' tek kelimeyle mükemmel bir seçim olur. Avallon’a sadece dört km uzaklıkta keyifli bir patika yolun arkasına saklanmış olan bu muhteşem şatonun yüksek demirli kapısı açıldığında ve  siz yüz hektarlık alana yayılmış olan bahçenin ana kısmına adım attığınız anda adeta büyüleniyorsunuz. Beş yüz yıllık çınar ağaçlarının ve şövalyeler zamanından kalan zindanın bulunduğu o güzelim bahçeden şatonun içine girdiğinizde ise tamamen o yüzyıla gitmiş gibi hissediyorsunuz. Hem şatonun içi hem de odaları öyle antik dekore edilmiş ki, ister şömineli ana salonda oturun, ister şömineli yemek salonunda özel bir yemek yeyin veya isterseniz o eşsiz bahçeye bakan odanızda dinlenin, hepsi aynı özel tadı veriyor.

     

 

 

Fazlasıyla butik diyebileceğim kışlık yemek salonu küçük bir alanda da olsa da yapılan servis ve tattığınız lezzetler Michelin ayarında. Şatonun eskiden kiler olarak kullanılan bölümünde yer alan ve bohem bir ortamı olan bu restoranda sadece beş altı masa mevcut. Antik şatonun izlerini taşıyan şöminenin yanında yemeğinizi yerken sunulan gümüş takımlar şatonun eski günlerinin hissini yaşatıyor. Yemekte, başlangıç olarak ‘Foie Gras De Canard’ (kaz ciğeri) veya ‘ Truffes Fraiches De Bourgogne’ (Burgundy’nin taze trüf mantarı)’nu seçtikten sonra ana yemek olarak 'Boeuf Charolais AOP, en Bourguignon de structure facon Vault De lugny'’i ( şatoya ait özel bir sığır eti) deneyebilirsiniz. Finalde, ‘Crumble’ (Lugny usulü crem brüle)’den tatmayı unutmayın.

    

                               Crumble                                                                     Şatodan bir oda görüntüsü

 

Bu şatoda vakit geçirirken zaman durmuş herşey durmuş gibi geliyor insana. Tavus kuşlarının özgürce dolaştığı bahçesinde çınar agaçlarının altına oturup yüzünüzü şatoya doğru dönüp de sadece yaprakların hışırtılarını dinlemeye koyulduğunuzda huzurun ve dinginliğin tadına doyamacaksınız. Ana bahçeden çıkıp da şato boyunca akan nehrin yanında uzayan patika yoldan yürümeye başladığınızda ise renk tonlarına ve gördüğünüz manzaralara hayran olacaksınız. İnsana bu tarifsiz keyfi yaşatan Chateau de vault de Lugny ‘e hiç doyamayacak gibi hissetseniz de, Fransa’nın Burgundy bölgesindeki diğer güzelliklerle tanışmanız için son durağınız olacak Beaune’a doğru yola çıkma zamanı...

 

           

 

 

                                         

Yorum ( 0 )
20.12.2014 22:35:41
‘Burada yer alan logo, yazı ve fotoğrafların tüm hakları aksi belirtilmedikçe Ece Kerman'a aittir ve kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Yazılarımda yer alan bilgiler kişisel araştırma ve gözlemlerimi, yorumlar ise kişisel görüşlerimi yansıtmaktadır ve bunlardan hareketle tarafıma hiçbir şekilde sorumluluk yüklenemez. Yazmış olduğum yazılar yönlendirme, reklam veya bilgilendirme amacı taşımamaktadır. Blogda yer alan bilgi, görüş ve tavsiyelerin eksik, yanlis, güncelliğini yitirmiş olabileceği, doğrulanmalarının gerekebileceği, kişisel zevklerin farklılık gösterebileceği tarafınızca dikkate alınmalıdır. Yazıda yer alan hiç bir husus hiç bir surette tarafımca bir taahhütte bulunulduğu veya garanti verildiği şeklinde yorumlanamaz. Bloğa gönderilen görüşler, üçüncü taraf haklarını ihlal veya uygun olmayan içerik gibi unsurları içermesi halinde yayınlanmayacak veya şikayet olması halinde yayından kaldırılabilecektir. Bunlardan dogacak hic bir sorumluluk tarafıma ait olmayacaktır.’
YORUMLAR
YORUM YAP
Lütfen ( * ) Alanları Doldurunuz. E Posta Adresiniz Paylaşılmayacaktır.
Ad Soyad *
Lütfen Bu Alanı Boş Bırakmayınız!
E Mail *
Lütfen Bu Alanı Boş Bırakmayınız!
Web Siteniz
Yorum
E-Bülten Kaydı
Gelişmelerden ve yeniliklerden haberdar olabilmek için lütfen e bülten kaydınızı yapınız
Arama